Kiraz 2016 model ve artık 22.300 km civarında. Şu zamana kadar hiç bir bakımını aksatmadım, yağ süzgeç filtresi hariç, o henüz temizlik görmedi. Hazır ele almışken buradan paylaşmanın iyi olacağını düşündüm…
Bugün Ören’de hava güneşli fakat sert esiyor. Edremit bölgesinde yazlar böyledir. Sabahın erken saatlerinde kalktım ve balkonda sütlü kahvemi içerken Duman “beni sevmeden güne başlama” der gibi geldi kucağıma. Henüz üç aylık. Kedilerden pek anlamam, komşumuz sevgili Emel Scottish Blue ile Tekir melezi olduğunu söyledi. Hayatım boyunca ilk kez bir kedi ile evimi paylaşıyorum, şikayetçi miyim, henüz anlamış değilim, ama güzel bir can, iletişimi seviyor. Dahası Örgen onu çok seviyor.
Keşke daha sakin bir havada bu işleri yapabilseydim diye aklımdan geçti ama çok da zamanım yok, bunu bitirip, başka konulara zaman ayırmam gerek. O sebeple iş başı yapıyorum.
Motor yağını boşaltmakla başlıyorum elbette. Süzgeç temizliği için motor yağının değişim peryodunda olmasına dikkat etmek gerek, zamanından önce atılan yağ hem gereksiz masraf, hem de tabiata yük.
Peşinden marş motorunu yerinden sökmeğe başladım. Motor bloğuna bağlı iki vidası var ama öncesinde altındaki elektrik kablosunu ayırmak gerekiyor. Bakır kaplı vida su almasın diye kauçuk kılıf içinde muhafaza edilmekte, genelde yağışlı hava sürüşlerinde ön tekerin attığı su buraya ulaşır ve korozyon olur. Şansım varmış, kolayca açıldı.
Ardından volanta bağlı dişli ile irtibatını kesmek için kendime çektim ve geldi. Marş motoru ile başka işim yok, henüz kömür ve/veya rulman değişimi gerektirecek kadar kullanılmadı, davranışlarından buna ihtiyaç olmadığı belli olmakta. Bu nedenle içini açmıyorum, kenara kaldırıyorum.
Bir sonraki adım ayak marş pedalını sökmek oldu, herhangi bir korozyon oluşmamış ve vidasını açınca zorlanmadan elimle çıkartabildim. Pedal milinin yivleri çok temiz çıktı.
Debriyaj kapak vidalarını sökerek devam ediyorum. Dikkat edilmesi gerek iki vida var, diğerlerinden uzun, monte ederken karışmaması gerek. Aynı zamanda vidaları tek tek değil, hepsini azar azar gevşeterek kapakta olası bir burulmaya mahal vermeden acele etmeden söktüm.
Vidaları yerinden çıkınca kapak kolayca çıktı. O esnada içeride kalan bir miktar yağ sızdı, öncesinde önlem almak gerek. Kapağın içinde iki noktada kapak ile blok arasına yerleşen yüksükler var, onları dikkatli şekilde ayırmak gerekiyor, düşüp kaybolmaları çok kolay.
Motorun bu bölümü beklediğimden temiz çıktı, alt kısımlarda bir miktar tortu gördüm ama asıl beni şaşırtan şey metal süzgeç filtrenin neredeyse tertemiz olmasıydı. Ön-alt tarafta bir yuva içinde, onu ince bir kargaburun pense ile kolayca çıkartabiliyorsunuz.
Würth marka Genel Temizleme ve Balata Spreyi ile yağ pompasına dikkat etmek süretiyle tüm iç kısımlar, süzgeç filtre ve kapağın içini temizledim. Güzel oldu, içime sindi. Ankara’daki Kalyoncu Motor firmasından satın aldığım Yamaha orjinali kapak contasını yerine oturtup, sökme sırasının tersine montajımı herhangibir sorun yaşamadan tamamladım.
Ben ve Özgür, çok uzun yıllardır motor yağı olarak YBR125 için Castrol Power1 Racing 10W-50) tercih ediyoruz ancak elimde fazladan Motul 7100 10W-40 vardı, onu kullandım, uygundur.
Yağ değişimlerinde ve soğuk havalarda ilk çalıştırma esnasında motorun çizilmemesi maksatiyle ilk önce ayak marş pedalına bir kaç kez basarım, sonrasında start tuşu ile motoru çalıştırırım. Böylece yağın bir miktar dolaşabilmesi için fırsat oluşur. Yine aynısını yaptım ve işte YBR’nin harika motor sesi 🙂
Bu işlerin sonunda test sürüşü yapmasam olmaz tabii, akşam üzerine doğru Taylıeli’nden yukarı Şahinler, Tahtacı, Yabancılar köyleri istikametinden Kozak Yaylası, oradan da Ayvalık’a inip Ören’e döndüm. Her şey yolunda 🙂
Hani derler ya; “Alet işler, el övünür” diye, bu işleri yapabilmek için bir miktar “kaliteli” el aleti gerekmekte. Çok pahalı olmalarına gerek yok ama mutlaka belli standartları karşılamaları gerekiyor. Vida üzerine doğru yerleşemeyen bir lokma anahtar, vida başını bozabiliyor, ardından sorunlar zincirleme gelir ki, sadece onarımı veya bakımı yapılacak yere değil, dokunduğunuz her noktada hasar oluşabilir. Türk malı ürünler var, Altaş, İzeltaş, Gedore gibi, bunları kullanmanızı tavsiye ederim. Ucuza satılan el aletlerinden uzak durmakta fayda var.
Güneşli, rüzgarlı, güzel bir bakım ve sonrasında sürüş günü oldu.
Sevgiyle kalın, yolda olun…
Ertuğrul Ortaç
12 Eylül 2021
Y o l d a y ı z . b i z 