Dün gece hava tahmin raporuna baktığımda bugün için 15 derece sıcaklıktan bahsediyordu. Ne güzel. Haftalardır kış şatları tüm ülkede sert geçmekte, bu fırsat kaçmaz dedim.
17 Ocak’da Özgür ve Orhan ile yaptığımız (Kar Buz, Yoldayız Biz) gezide Sölöz’den geçmiştik ancak buraya çok yakın mesafedeki “Yeni Sölöz”‘e uğramayıp, not almıştık. İşte bugünü değerlendirmenin güzel yolu dedim.
Kiraz
Kiraz henüz çok genç, daha rodajı bitmedi. O sebeple yavaştan acele etmeden ilerliyoruz. Mümkün olduğunca sakin bir şekilde birbirimiz tanıyıp, alışıyoruz 🙂
Yeni monte ettiğim Kappa K21 yan çantalar ayna genişliğinden içeride kaldılar, haliyle İstanbul’dan çıkarken yoğun trafikte sorun yaratmadılar. Kıvraklığından bir şey kaybetmedi, üstelik yakıştılar diye düşünüyorum.
Bir de gündelik gezilerde çok faydalandığımız arka çanta olayı vardır, nam-ı diğer “top case”. Yan çantaları takınca onu söktüm. Söktüm de, meret çok işimize yarıyordu. Öyle ya Özgür ve ben üzerine oturup da zorla kapanıncaya kadar dolduruduk onları.
Peki Neden?
Sevgili Tolga Büyüköner (motorium.com) yıllardır arka çanta kullanmaz. Sosis çantayı doldurur, bir de İsviçre çakısını aldımı yanına, gezer Balkanları. Bana da usülden gülümser! Gerçi geçmişte BMW R80 GS Basic kullanırken (Instagram) üzerinde üçlü çanta seti varmış, ama biz onları görmezden geliyoruz, o ayrı. Ne de olsa büyüğümüz 🙂
Şimdi Orhan’da “Kızıl Ejder”‘in (Honda CBF 150) arkasındaki çantayı söktü. Neymiş; inip binerken bacağına takılıyormuş, aslında çok da yakışmamış… Takarken öyle demiyordu
Yandakiler ince ve kullanışlı olunca ben de söktüm arka çantayı. En azından bir süre böyle deneyeceğim. Aslında arka çanta candır ya, göreceğiz.
Orhangazi’den Gölyaka ve Yeni Sölöz’e doğru sapınca hemen yakında göl kıyısında çok hoş bir mesire alanı vardır. Hatta İznik ile arasında Bursa Belediyesi Vapur iskelesi de hizmete açmış. Yol ile arasındaki bölge gece yağan yağmurlardan dolayı su ile kaplanmış. Lagün gibi görünmekteydi.
Küçük bir at çiftliği yanında durdum. Atlar sakincene dolaşmakta ve otlamaktaydılar. Bir yandan sabahın sisi, bir yandan sessizlik. Seyrederken dinlendim.
Sölöz’e girmeden yolun sağındaki Yeni Sölöz tabelasından sapıp yaklaşık 10 dk rampa yukarı ve virajlı yolda ilerledim. Hoş manzaralar ile beraber bir gece önce yağan yağmurun bıraktığı çamur tedirgin ediciydi.
Katırlı Dağları’nın eteklerinde kurulu bu köy hakkında biraz daha malumat toplayıp, görmek, ortamı hissetmek istemiştim. Açıkçası ilk başta fazla sakin göründü. Sanki kimse yaşamıyor gibi. Bölgenin geçmişi hk kısa yazıyı (Kar Buz, Yoldayız Biz) sayfamızdan okuyabilirsiniz.
Bu evin fotoğrafını özellikle büyük ölçekle sayfaya ekledim. Yıllara bir şekilde direnerek bugünlere kadar gelmiş. Yorgunluğu her halinden belli. Konut olarak kullanılmıyor, bakımsız ancak belli ki hala ekonomik değeri var. Restorasyon görüp yenilense eminim daha da işlevi artacaktır. Köyde bu şekilde ilgi bekleyen pekçok bina var.
Köyün çıkışından Bayraklı Tepesi’ne doğru yol var. Yamaç paraşütü için uygun olduğunu öğrendim. Ancak yol asfalt değil. Yine de şansımı denemek istedim, çamur ilerlemeye müsait değildi. Kuru havada ve yürüyerek çıkmak mümkün görünmekte. Havalar ısındığında yeniden deneyeceğim.
Göle doğru bakınca manzara güzel ama bunu daha kuru havada denemek gerek, uzaklar görünmüyordu.
Köyde yaşam var, meydanı güzel. Ama mevsimden midir bilemiyorum, aşırı sessiz görünmekte. Sanki terk edilmiş gibi, ama değil.
Yeni Sölöz ve Bayraklı Tepesi’ne ilk baharda yeniden gelip etraflıca keşif yapmak için şimdilik geziyi noktalıyorum. Göl kıyısında bir mola sonrası ede dönüş. Yeniden görüşmek üzere, hoşçakalın.
İznik Gölü
Ertuğrul Ortaç
6 Şubat 2017