Haydi hayırlısı diyor ve restorasyona başlıyorum.
Zaman zaman yedek parça satın aldım. Hatta bu işlem 1 yıl sürdü diyebilirim. Satın aldığım malzemelerin listesi şu şekildedir;
– Ön çamurluk
– Çamurluk gagası
– Ön far (12 v 35w halojen sistem)
– Ön ve arka sağ-sol sinyal kapakları
– Arka stop lambası kapağı
– Elcikler
– Ayna alt bağlantı demirleri
– Sağ ve sol yeni ayna seti
– Sol manet (debriyaj)
– Sinyal rölesi
– Orta sehpa
– Motor soğutma kapağı
– Paspas
– 3 adet iç-dış lastik seti
– Stepne kapağı
– Komple kilit ve anahtar seti
– Ön ve arka fren balata seti
– Yağ deposu
– Gidon rulman seti
– Motor conta seti
– Buji
– Debriyaj balata seti
– Tüm vites, debriyaj ve fren iç-dış tel setleri
– Vites selektör elemanı (artı şeklide olan)
– Çeşitli ölçü ve ebatlarda civata, somun, kopilya, sekman
– Piston sekmanı (2 adet)
– Benzin ve yağ hortumları
– Akü (jel)
– Egzost
– Sinyal flaşör otomatiği
– Sele döşeme vinlex malzeme




Yukarıdaki resimlerde görünen parçaların hepsi 1993 yılından kalma orjinaldir. Her biri tek tek döner fırça, aşındırıcı-temizleyici kimyasallar ve zımpara ile saatler süren emekler ile temizlenip, yılların biriktirdiği oksitlenme, pas ve çamur tortularından arındırılmıştır. Aynı işlemler kaportanın çelik parçalarına da uygulanmıştır.






Motoru açtım, rulmanlar ve silindir iyi durumda görünüyor, belki piston ve/veya sekman değişimi (son zamanlarda vakumu zayıflamıştı) isteyebilir. Vites ve krank çıkışındaki dişliler, ana yatak rulmanları oldukça temiz görünüyor. Bu kadar işe girmişken bloğun sağından solundan terlemiş veya kaçmış yağları görünce hem contaları yenilerim, hem de içinde geçen yıllarda birikmiş metal tozlarını de temizlerim dedim.
Debriyaj düzgün çalışmıyordu, ısınınca vites değişimleri ızdırap oluyordu, belli ki debriyaj balataları de değişim isteyecek. Onları da açtım ama ölçüm yapmadım, en sona bıraktım.




Zamanında bakımlı kullanılmış olmasına rağmen, son yıllarda bir kenara itilmiş gibi. Kaportanın önünde bir vuruk var ama ufak. Bir de sağ kalça ezilmiş, düzeltilebilir durumda. Altta çürük yok, megesliydi, komple temizledim. Arka kısımlarda boya iyi durumdaydı, o sebeple tam kazımadım, sadece gereken yerleri.

Yakında macun, astar ve boya işlemi olacak. 3 aydır bu şekilde beklemekte, WD40 ile kapladım ancak bir miktar oksit yaptı. Boyaya teslim edeceğim gün oksit ve yağlardan tamamen temizleyim vereceğim. 3 yıldır marka logosu, model stikeri, elcikleri, sinyal kapakları, gidon rulmanları, ön çamurluğu vs… yeniden aldım ve 93 model yılındaki orjinal görüntüsüne sadık kalmaya dikkat ettim. Aslına uygun olsun istedim.
Kısaca şimdilik durumu bu. Kısmet olursa bu ilk baharda yola çıkarmak istiyorum. Onunla gezeceğim günleri iple çekiyorum.
Boya Operasyonu
En nihayet boya operasyonu başladı. Buraya kadar hep söktük, temizledik, raflara kutulara yerleştirdik. İşte göze görünür en önemli adım.
93 model yılında kullanılan kırmızı, Rosso Dragon olarak adlandırılmış. Piaggio kodu 894 olan bu renk aynı zamanda klasik Ferrari’nin rengi. Boya atölyesi olarak Moto C-Max Renk Atölyesi ile anlaştım. Sahibi Hakan Bitnel son derece özenli bir iş çıkardı. Yaklaşık 1 ay sürdü. Zaman zaman uğrayıp Vespa’mın boya öncesi yapılan aişlemlerine, sabırla hazırlanışına ve renklendirilmesine şahit oldum. Bence boya sihirli bir dokunuş. Makyaj gibi.


12 Mayıs 2011, Perşembe
Montaj başlıyor. İlk iş olarak ön yürüyüş takımından başladım. Yeni teker rulmanları, fren pabuçları, ve amorisörün montajı.
Amortisör yayları normalde plastik kovan içinde çalıştığından dış ortamdan fazla etkilenmemiş ancak yine de oldukça paslıydılar. Her ikisinin de paslarından arındırılıp temizlenmesi çok zaman aldı. Ardından statik boya ile kaplanması tahminimden başarılı oldu. Hem sağlam bir kaplama hem de esnek.
Şimdi sıra elektrik tesisatında.
Tüm elektrik tesisatını boyadan önce sökmüştüm. her bir kablo ve soket ayrı ayrı temizlik ve bakım gördü. Bu işlemlerden sonra yerlerine yerleştirildi ve soket bağlantıları yapıldı.
2 Haziran 2011, Perşembe
Elektrik tesisatı ve ön yürüyüş takımı sonrasında sıra motor ünitesinin montajına geldi.
ilk önce vites selektör dişli seti içinde bulunan artı (+) şeklindeki parçayı değişitirdim. Zaman zaman viteslerde takılma veya geçmeme nedeniyle tahmini olarak söktüğüm parçanın uçlarındaki aşınma problemi göstermekteydi. Yenisiyle değişti, ama neticeyi motor çalışınca göreceğiz.
Ardından yeni conta seti ile beraber motor kapandı. Aracın tüm contalarının tek bir pakette satılması çok güzel. Bir seferde hepsini birden yenileme fırsatı buluyorsunuz. Motoru kapatırken yurt dışından getirttiğim servis kitabı sayesinde tüm cıvataları gerçek tork değerlerinde sıkmak mümkün oldu.
Yeni debriyaj setini monte etmeden önce balataları normalde çalışacağı ortam sıvısı olan şanzıman yağı içinde 4 saat bekletip, balataların bir miktar yağ emmesini sağladım. Bu sayede ilk çalışma esnasında ıslak olup balataların gereğinden fazla aşınmasına engel olunmakta.



27 Haziran 2011, Pazartesi
Nihayet yaklaşık 2 yıl sonra motor ünitesi ile şasi “evlendi”, yani birbirine kavuştu. Bu anı çok uzun zamandır beklemekteydim. Motoru kapatırken yapılan ölçümler sonrasında piston ve silindir yüzeylerinin gayet iyi olduğu ortaya çıktı. Bu kadar emek sonrasında en azından piston sekmanları yenilense iyi olur diye sadece sekman değişimi gerçekleşmiş oldu. Ardından şanzıman yağını ekledim.
Bir not, şanzıman yağı için servis kitabında 30 numara 2 zamanlı motor yağı veya 80 numara dişli seti yağı seçenekleri bulunmakta. Tavsiye edilen ise 30 numara 2 zamanlı motor yağı. Yani motorun çalışırken kullandığı ve benzinle karıştırdığı yağı şanzımana da ekleyebiliyorsunuz. Bu detay çok hoşuma gitti.


Motorun montajından sonra ilk iş olarak arka fren tertibatı ve frene ait çelik tellerin montajı tamamlandı. Böylece Vespa’nın ön-arka fren, vites selektörü ve gaz telleri tamamıyla iç-dış yenilenmiş oldu.
Aracın üzerinde üç adet kilit bulunmakta. Eski halinde sadece kontak anahtarı mevcuttu ve bu da düzgün çalışmıyordu. Üç kilit fişeğide yenilendi. Artık yedekli ve yeni bir anahtar setine kavuşmuş olduk. Torpido gözü ve sele kilit mekanizmaları komple bakımdan geçti, ön yüzeyleri parlak siyah boya ile boyandı. Elbette bu işlemler her zaman mükemmel yürümüyor. Mesela kontak kilidini monte ederken, gidon kilit mekanızmasının gidonun kendisinden önce monte edilmesi gerektiğini fark etmiş olmam gibi Biraz homurdanıp gidon milini yeniden söküp, kilit mekanizmasını oturtup, yeniden montaj yapam gerekti. Neyseki bu gibi hatalarla sık karşılaşmadım.
Sırada elektrik tesisatının kontrol edilmesi ve motora ilk hareketin verilmesi kaldı.



1 Temmuz 2011, Cuma
Motor çalıştı
Elektrik devrelerini kontrol ettim ve bir problem görmedim. Aküyü henüz monte etmeden bir start deneme yaptım, motor çalıştı. Açıkçası bu kadar kolay beklemiyordum çünki daha karbüratör ayarlarını doğüru dürüst yapmamıştım bile.
Çok heyecanlandım. O sesi yeniden duymak beni mutlu etti :):):):):)
Elektrik sistemi kabloları komple elden geçmişti. Aslında kopuk veya kısa devre yoktu ancak tüm soket ve bağlantıları temizleyip korozyona karşı direçli hale getirmiştim. Bu esnada yaptığım kontroller sırasında sinyal flaşör devresinde bir problem fark ettim. Sorunun flaşör röle devresinde olduğunu tespit ettikten sonra yenisiyle değiştirip onuda işler hale getirdim. Tüm elektrik devre ve unsurları çalışır hale geldi.
Karbüratör hava ve rölanti ayarları elden geçti, kontroller yapıldı. Çalışma sesi ritmi kulağıma normal gelmekte.
Selenin döşemesi yenilendi. Döşeme ustamız Mahmut Yıldırım bey tam kırk yıldır bu işin içinde olduğunu yaptığı işin kalitesiyle göstermekte.
27 Temmuz 2011, Çarşamba
En nihayet son 3 gündür testlerdeyim. İlk önce Beykoz semti içinde, atölyemden çok uzaklaşmadan kısa dolaşmalar, dinlemeler. Ufak tefek ayarlar, sonra yeniden dolaşmalar derken bugün Tolga Büyüköner’i ziyarete Maltepe’ye gittim. Kendisi Vepa’mı en son sökülmeden 1-2 hafta önce görmüştü.
Bu hafta ilk 150 km geride kaldı. Debriyaj ve fren balatalarının ilk aşınmaları gerçekleşti, bu sebeple tüm ayarlar kısa bir süre sonra yeniden elden geçecek.
3 Ağustos 2011, Çarşamba
Yaklaşık 2 yıl önce aracın fenni muayene vizesi geçmişti. Trafik sigortası da yenilendikten sonra almış bulunduğum randevu neticesinde saatinde gidip sıramıza girdik. Muayeneyi yapan kişi baştan aşağı inceledikten sonra en son gidon kilit sisteminin de çalışıp çalışmadığını test etti ve “kusursuz” olarak onayladı.
Oh be…
16 Ağustos 2011, Salı
Şu an için ufak tefek ayarlar gerekmeye başladı. Yenilenmiş bulunan fren ve debriyaj balataları ilk aşınmalar sonucunda artık yerleşmeye başladı. 200-300 km sonrasında tamamen stabil hale gelmesini bekliyorum. Ardından yapılacak ayarlar daha kalıcı olacaktır. Kısaca süreç normal işlemekte.


Bu aralar Vimeo’dan, Youtube’dan Vespa PX ile ilgili seyahat videoları izliyorum. Sanırım yollar bizi çağırıyor.
24 Eylül 2011, Cumartesi


Bitti
Eh, bundan sonra bir yol hikayesi gelir artık.
Ertuğrul Ortaç
25 Eylül 2011
“Kırmızı Vespa’ya Sadakat – II” için 2 yorum
Yorumlar kapalı.