Yaşasınn, ilk şehir dışı gezime çıkıyorum!

Üç aylık motorcu olarak, şehir içinde gezmekten sıkılmıştım. Gönül gitmek, daha uzaklara gitmek istiyordu. Ancak ne izin vardı uzaklara gitmeye (hatırlayınız: eli sopalı Ertuğrul 🙂 ) ne de yeterince tecrübe. Gerçi üç aydır İstanbul içinde oldukça zaman geçirmiştim motorla. Özellikle Beykoz civarında gidilmedik yol, görülmedik köy de kalmamıştı. Kavak’da bol bol balık yenmiş, Poyraz’da titreyerek çay içilmiş, Anadolu Feneri’nde fenerle birlikte gemilere de el sallanmıştı. Riva’da denize taş atılmış, Bozhane, Cumhuriyet, Öğümce, Karakiraz, Şile yolları da viraj viraj ezberlenmişti. Üstelik hava oldukça soğuk olmasına rağmen (Ocak – Mart arası, normal olarak biraz serin oluyormuş, motor üstünde bizzat deneyerek gördüm) yapılmıştı bu geziler.

“Yaşasınn, ilk şehir dışı gezime çıkıyorum!” okumaya devam et

Nasıl Düştüm Ben Bu Yola – II

İçim kıpır kıpır. Artık ehliyetim var, eğitimlerimi aldım. “Haydi, artık motor almalıyım” modundayım. Algıda seçicilik had safhaya ulaşmış, artık nereye gitsem sadece motosikletleri görüyorum. Adeta gözüm dönmüş durumda. Hislerim, bahar aylarında gevşemiş ergen hoppalığındayken, yine beynim devreye giriyor; “ o kadar eğitim aldın, o kadar okudun, araştırdın, motordan önce ne yapacaktın?” Unutmadım elbette, “önce güvenlik” mottosuyla, kılık kıyafet işine giriştim.

“Nasıl Düştüm Ben Bu Yola – II” okumaya devam et

Nasıl Düştüm Ben Bu Yola – I

Ekim ayının ortaları. Yoğun iş temposu biraz olsun rahat vermiş, üstelik daha da iyisi okul bitmiş. Sınavlardan, hocalardan, bitirme tezinden uzak, kuşlar kadar olmasa bile, epeyce “Özgür” bir ruh halindeyim. Tabii bu kadar Özgür’lüğün bünyede ters tepkiye yol açması da pek sürpriz olmadı aslında.

“Nasıl Düştüm Ben Bu Yola – I” okumaya devam et

Ilgaz, Kastamonu, Bartın

Sıkıntıların anısıdır adeta, aşağıdaki notlar, aşılan kilometreler.

Bir şekilde çıkıldı yola. Her ne kadar geçilen yerler güzel olsa da, ne yazık ki bu yolculuğu hatırlamakta zorlandım. Hiç bir yere çıkamayan, büklüm büklüm, sonsuz virajların fırlatıp attığı, ulaştığımız yeri hayretler içinde karşılamak zorunda kaldığımızdır. O sebeple beş yıldır yazılmamıştı yol notları!

“Ilgaz, Kastamonu, Bartın” okumaya devam et