Yolda On Gün – II (Semadirek)

Bölüm 7 / Ahirette iman, dünyada mekân:

Feribota bindik. Gideceğimiz mesafe 27 deniz mili, bu da mevcut şatlarda iki saat yol demek. Deniz çalkantılı, açığa çıktıkça daha da çalkantılı olacağı kesin. O nedenle motorları bağlamak gerekiyor. Gemideki görevlilerle birlikte motorlarımızı gemi duvarındaki kancalara sicimlerle sabitliyoruz.

“Yolda On Gün – II (Semadirek)” okumaya devam et

Yolda On Gün – I (Halkidiki)

Başlarken…

İstanbul’dan yola çıkıp, ilk etabı dışında tamamen doğaçlama gerçekleşen bir seyahatten arta kalanlardır anlattığım. Yıllardır uzun süreli motor gezisi yapmak isteyip, türlü sebeplerden gerçekleşememiş, içimizde ukde kalmış bir heyecanın gerçekleşmesidir. Adeta Ayşecik’in Alpella’ya doyması gibi bir mutluluk barındırır içinde, daha net tanılamak gerekirse; kızgın kumlardan serin sulara atlamak gibidir bizim için. “Yolda On Gün – I (Halkidiki)” okumaya devam et

Taksiyarhis

Yıllar önce rehberlik yaparken Ayvalık’a geldiğimde dışarıdan bakabildiğimiz, yıkılma tehlikesi nedeni ile değil içine girebilmek, yanına dahi yaklaşamadığımız Taksiyarhis Kilisesi, Rahmi Mustafa Koç Müzesi tarafından baştan sona yenilenmiş, restore edilmiş, çevre düzeni yapılmış bir şekilde bölge turizmine müze olarak kazandırılmış.

“Taksiyarhis” okumaya devam et

Honda TRANSALP

Motosikleti fark ettiğim yıllarda gözüme çarpan bir araçtı. O zamanlar motosiklet sahibi olabilmem hayaldi, ancak hayallerimi süslüyordu zaten. Sade, akıcı ve temiz çizgileri, renkli heyecanlı ama aşırıya kaçmayan grafikleri, kimi modeldeki altın renkli jantlar, mutlaka ayırt edebileceğiniz harika dolgun sesi.

Evet, fark etmiştim onu, uzaklara gidebilmenin en güzel yoluydu o.

“Honda TRANSALP” okumaya devam et