2014’ün ilk turu…
Bugün 23 Nisan. Bize Bayram 🙂
Kışın soğuk ve karanlık günlerinden bunaldığımız bir zamanda biraz teker çevirelim, dağ havası alalım dedik.
2014’ün ilk turu…
Bugün 23 Nisan. Bize Bayram 🙂
Kışın soğuk ve karanlık günlerinden bunaldığımız bir zamanda biraz teker çevirelim, dağ havası alalım dedik.
Soğuk geçen günlerden güneş arasında Şile.
2011 ile yollarımızın ayrılmasının üzerinden yirmi iki gün geçmiş, bir yanda nefes aldırmadan hafta sonları dahi mesai yaptıran işler, diğer yanda gittikçe soğuyan hava; bunalmış, burnundan soluyan pis bir adam…
Kaşlarım hergün biraz daha çatılırken, meteorolojinin verdiği haber bayram sevinci yaşattı bana; “hafta sonu sıcaklık 6 derece olacak.”
Havanın Poyraz estiği bir gün Poyrazköy’e gidelim, çay içelim dedik. Hava ciddi soğuktu. Sobanın yanında kahvehane sahibi ile çay içerken sohbet ettik, ısındık, hava kararmadan evlerimize döndük.
Üç aylık motorcu olarak, şehir içinde gezmekten sıkılmıştım. Gönül gitmek, daha uzaklara gitmek istiyordu. Ancak ne izin vardı uzaklara gitmeye (hatırlayınız: eli sopalı Ertuğrul 🙂 ) ne de yeterince tecrübe. Gerçi üç aydır İstanbul içinde oldukça zaman geçirmiştim motorla. Özellikle Beykoz civarında gidilmedik yol, görülmedik köy de kalmamıştı. Kavak’da bol bol balık yenmiş, Poyraz’da titreyerek çay içilmiş, Anadolu Feneri’nde fenerle birlikte gemilere de el sallanmıştı. Riva’da denize taş atılmış, Bozhane, Cumhuriyet, Öğümce, Karakiraz, Şile yolları da viraj viraj ezberlenmişti. Üstelik hava oldukça soğuk olmasına rağmen (Ocak – Mart arası, normal olarak biraz serin oluyormuş, motor üstünde bizzat deneyerek gördüm) yapılmıştı bu geziler.
“Yaşasınn, ilk şehir dışı gezime çıkıyorum!” okumaya devam et
İçim kıpır kıpır. Artık ehliyetim var, eğitimlerimi aldım. “Haydi, artık motor almalıyım” modundayım. Algıda seçicilik had safhaya ulaşmış, artık nereye gitsem sadece motosikletleri görüyorum. Adeta gözüm dönmüş durumda. Hislerim, bahar aylarında gevşemiş ergen hoppalığındayken, yine beynim devreye giriyor; “ o kadar eğitim aldın, o kadar okudun, araştırdın, motordan önce ne yapacaktın?” Unutmadım elbette, “önce güvenlik” mottosuyla, kılık kıyafet işine giriştim.
Sıkıntıların anısıdır adeta, aşağıdaki notlar, aşılan kilometreler.
Bir şekilde çıkıldı yola. Her ne kadar geçilen yerler güzel olsa da, ne yazık ki bu yolculuğu hatırlamakta zorlandım. Hiç bir yere çıkamayan, büklüm büklüm, sonsuz virajların fırlatıp attığı, ulaştığımız yeri hayretler içinde karşılamak zorunda kaldığımızdır. O sebeple beş yıldır yazılmamıştı yol notları!
“Ilgaz, Kastamonu, Bartın” okumaya devam etMayıs bitmeden bir tur.
Balya, Gönen, Ayvalık, Erdek…
Güzel bir Mayıs sabahı, günübirlik YBR turumuz.
Balık-Ekmek peşinde sessiz bir gezi.