Motosikletlerim ve Ben – III

Bu yazı serisinin ilk iki bölümünde toplam 9 motosikletim ve onlarla yaşadıklarımı anlatmıştım. Nihayet üçüncü ve “şimdilik” son kısıma geldik. Elbette belli olmaz, hevesler, meraklar bitmiyor, belki ileride bir kaç sayfa daha ekleyecek kadar motosiklet değiştirme şansım, ihtiyacım veya imkanım olabilir. Olmayabilir de ve bu kötü birşey değil. Ama kendim için bu hakkımı saklı tutarım.

Şimdi şu beş motosikletimi daha anlatmak istiyorum;

Vespa GTS250ie, 2013
Aprillia Sacarabeo 200, 2014
Yamaha XT660Z Ténéré, 2015
Suzuki Address 110, 2016
2015 Yamaha YBR125 ESD, 2017

“Motosikletlerim ve Ben – III” okumaya devam et

Motosikletlerim ve Ben – I

2003 yılından bu yana motosiklet sürmekteyim. Onları ve sürdüğüm yıllarımı düşündüğümde zaman içinde bir yolculuğa çıktım adeta. Nice kilometreler, köyler, kasabalar, kentler, ülkeler, yağmurlar, güzel havalar… Nice dağlar, ovalar… Dostlar… Her birinin hayatımda farklı ve önemli yeri vardır.

Bugün, hepsi bir araya gelince bir bütünün önemli parçasını oluşturmakta.

“Motosikletlerim ve Ben – I” okumaya devam et

Kartepe-Sansarak

Geçmişte Sansarak’dan bir kaç kez denedik, Adapazarı istikametine yolumuzu bulamadık. Yağış, mevsim, zamanlama vs bir türlü denk getiremedik. E haliyle aşmadığımız yol bize şehir efsanesi oldu. İşte bugün o efsaneyi gömmeye niyetliyiz.

Yolu tersten çizdik; İzmit Kartepe’den başlayıp çıkıp, Sansarak üzerinden İznik’e varacağız.

“Kartepe-Sansarak” okumaya devam et

Yağmur, Dolu ve Patriciya Koyu

Hayat da öyle değil mi, ilişkiler mesela.

Kilometreler ilerledikçe beklentiler daha netleşiyor, gerçekler daha iyi görünüyor. Aşılan yollar neticesinde yol arkadaşınız ile paylaşımlarınızın sınırlarını daha iyi anlıyorsunuz. Neticede sevgi ve aşk bir yere kadar. Zaman içinde farklılıkların tolere edilmesi zorlaşıyor.

Orhan Kızıl Ejder ile yollarını ayırdı. Beklenen şarkıydı zaten.

Güle güle CBF150, hoşgeldin CRF250 Rally 🙂

“Yağmur, Dolu ve Patriciya Koyu” okumaya devam et

Yolda On Gün – II (Semadirek)

Bölüm 7 / Ahirette iman, dünyada mekân:

Feribota bindik. Gideceğimiz mesafe 27 deniz mili, bu da mevcut şatlarda iki saat yol demek. Deniz çalkantılı, açığa çıktıkça daha da çalkantılı olacağı kesin. O nedenle motorları bağlamak gerekiyor. Gemideki görevlilerle birlikte motorlarımızı gemi duvarındaki kancalara sicimlerle sabitliyoruz.

“Yolda On Gün – II (Semadirek)” okumaya devam et

Yolda On Gün – I (Halkidiki)

Başlarken…

İstanbul’dan yola çıkıp, ilk etabı dışında tamamen doğaçlama gerçekleşen bir seyahatten arta kalanlardır anlattığım. Yıllardır uzun süreli motor gezisi yapmak isteyip, türlü sebeplerden gerçekleşememiş, içimizde ukde kalmış bir heyecanın gerçekleşmesidir. Adeta Ayşecik’in Alpella’ya doyması gibi bir mutluluk barındırır içinde, daha net tanılamak gerekirse; kızgın kumlardan serin sulara atlamak gibidir bizim için. “Yolda On Gün – I (Halkidiki)” okumaya devam et